HİPNOZ


Her konuda, her acıyla ilgili, her sorunla ilgli çalışma yapılabilir. Ama ilk önce hastanın hipnoza hazır olması ve inanması gerekir. Alfa boyutunda yapılacak olan hipnoz hastanın o konudakı sorunu tamamen ortadan kaldırmak için uygun ses tonuyla ve enerjı uzmanının öngördüğü ek olarak enerjiyle de yapılabilir.Bazı hastalara bir seans bazı hastalara bir kaç seans uygulanır.
Hastanın yaşamındakı duruma gerektiği kadar uygulanılır. Hipnoz, tüm insan ve gelişmiş memeli hayvanlarda doğal olarak ortaya çıkan bir zihin durumudur. Dalıp gittiğimiz her an hipnozdayız. Hipnoz, tam uyku değil, uyku ile uyanıklık arasında bir zihin halidir. Hipnoterapide, hipnotik zihin durumundaki kişiye, hedeflenen yönde olumlu telkinlerde bulunulur. Zihin rahat ve gevşemiş durumda olduğu için,  telkinlere daha açıktır ve onlardan daha çok yararlanır.
Zihnin Beta durumunda, dikkat dışa yönelmiştir. Kişi düşünür, konuşur, planlar yapar, problem çözer. Alfa dalgalarından başlayarak Teta ve Delta durumlarına doğru, giderek artan derinlikte içe dönüş başlar. Ne kadar içe dönülürse, o düzeyde bilinçaltına inilir. Beta ve Alfa dalgaları arası, bilinçaltına giriş aralığıdır. Gözlerimizi kapatıp gevşediğimizde, beyin dalgalarımız Alfa frekansındadır. Yaratıcılığımız bu aşamada artar. Bilinçli zihnin kontrolü azalır. Rüya görürken, meditasyon yaparken veya derin hipnozda, Teta zihin durumuna geçeriz. Tekrarlayan ses veya hareketler, bu süreci kolaylaştırır. Buna iyi bir örnek, küçük çocukların kucakta ninniyle sallanıp, önce hafif sonra derin bir uykuya dalmalarıdır.
Delta zihin durumu, tam uyku hali olup, beden bu evrede dinlenir, büyür, güzelleşir ve kendini yeniler. Bilinçaltı, fiziksel gerçeklikle, hayal edilen bir görüntüyü ayıramaz. Beynin bu özelliğini, kendimizi tamamen kaptırdığımız bir filmin etkisiyle duygulanıp ağlarken veya korkarken deneyimleriz. Gerçek olmayan bir film sahnesi, kendini kaptırmış beynimizde, gerçek etkiler yaratır. Bu durum hafif bir trans gerektirir. O nedenle, filmi izlerken dışarıdan bir uyaran gelmesini ve dikkatimizi dağıtmasını istemeyiz. Diğer yandan, ne denli konsantre olursak olalım, istediğimiz her an, filmden kopabilir, normal bilincimize geri dönebiliriz. Hipnoterapi, dikkatle bir film izlerken girdiğimiz duruma benzer bir zihinsel durum yaratmayı ve o sırada, gerekli olumlu telkinleri vermeyi hedefler. Hipnoterapi, kişinin kendisi ve yaşam hakkında edindiği yanlış ve zarar verici düşünce kalıplarını tek başına değiştiremez. Derin iç çatışmaları bilinç düzeyinde çözümlenmeden, hipnoterapiden kalıcı bir sonuç almak olanaksızdır. Bu kalıpların gerçek anlamda değişimi ise ancak, kişinin kendi hayatını gözden geçirmesi, düşünme, okuma ve tartışma ile bilincini geliştirmesiyle mümkündür. Hipnoterapi bu süreçte, zihinsel ve bedensel rahatlama, dolayısıyla, öğrenilen bilgileri daha sağlıklı kullanma konusunda hastaya yarar sağlar. Hipnoz,  tümüyle uyanık olduğunuz ve odaklanmanızın arttığı bir zihin durumudur. Bilinciniz tümüyle yerindedir ve istediğiniz an transtan çıkabilirsiniz. Kontrol tümüyle sizdedir. İstemediğiniz hiçbir şeyi söylemez, istemediğiniz hiçbir davranışta bulunmazsınız.